Sevgili Babacığım

M.Fatih Çam

Sevgili babacığım,

Bugün 14 Aralık Sen hakka yürüyeli onsekiz yıl oldu. Ben o günden beri yetimim, her sabah saat 7’de:”Fatih oğlum nasılsın” diye telefon edip beni sormanı özledim. İlkokulu bitirdikten sonra hemen her haftasonu “oğlum Ünye’ye terziye gidiyoruz elbise provam var” demeni hatırlıyorum. Sen çok güzel bir babaydın,çocukluğumu hatirlıyorum benimle şakaştığını bana ilk ögrettiğin şarkıyı hatırliyorum.Öğrendiğim ilk şarkı:
“Süt içtim dilim yandı döküldü kilim yandı…”
Yetiştirme yurdu öğretmeni iken eve paltosuz ceketsiz geldiğim günleri hatta maaş aldığın gün cebinde hiç para olmadan eve geldiğin günleri hatırlıyorum. Sen yardımsever bir insandın, okuttuğun her birey senin kan bağın olmayan çocuklarındı. Seni Türkiye herkesin babası olarak tanıdı. Meslekte öyle doruk noktalara ulaştın ki İslam psikolojisi, İslam pedagojisi derslerini inşa ettin. Hocaların hocası Ünvanını kazandın. Ünye’de lise yokken yurtdışına gitme hakkını iptal edip ve devlet memurluğundan istifa edip Ünye’de ki çocuklar şehir dışına gitmesinler diye Ünye’ye lise açtın. Lisenin devletleşmesi için olağan üstü gayret gösterdin. Bu yüzden Ünyeli seni gönlünde yaşatıyor. Bunları hatırladıkça seni daha çok özlüyorum. Sen öyle bir öğretmendin ki tarladaki çobanı okula çağırıp, okutup öğretmen yaptığını hatırlıyorum. İş olanakları kısıtlı olan Akkuş ilçesinden öğretmen okullarına binlerce öğrenci gönderdin. Yüksek İslam Enstitüsünde öğretmen iken Camii’den imamı, okuldaki öğretmeni yanına çağırıp akademisyen yaptın. Her öğrencinde senin izin ve imzan vardır. Bizim babamız olduğun için iftihar ediyoruz ve hakk’a şükrediyoruz.
Sevgili babacığım Allah bana öyle bir şey nasip etti ki, yoğun bakımdayken elimden meyve suyu içtin ve o meyve suyu içtiğin son besin oldu. Seninle ben her şeyi konuştuk. Allah’a şükürler olsun ki “şunu da yapsaydım” dediğim bir şey yok. Senden ayrı olmak acı ama sen sevgilinin yanındasın.
Demez miydin;
“Toprak post,Allah dost”.
Sevgili babacığım 11-12 yaşlarındayken senin şiir sandığını karıştırmıştım ve bana çok kızmıştın. Bir sandık dolusu şiiri yakmıştın. Sende hatırası olan hiç yayınlanmamış bir şiirini buraya yazıyorum. Annemden önce nişanlıyken genç yaşta kaybettiğin eş adayının arkasından yazdığın bu şiiri ilk defa burada yazıyorum ve inan göz yaşlarımı tutamıyorum. Allah onun da mekanını cennet etsin. İnşallah vuslata nail olmuşsunuzdur.
“Kader kısmet ne ise
Hayat böyledir işte
Seversin birini yol üstü
Ağlarsın dönüşte
Bugün bir yudum su içemezsin
Dün bahçenden akan dereden
Ve göremezsin sevdiğini bir türlü
Dünyaya açılan pencereden
Hayalimde kaldın sevgilim
Düşümdesin gece
Bana öyle geliyor ki uykum içinde
Yanıma geliyorsun gizlice
Öyle oluyorum ki bazen
Seni yanımda sanıp etrafı yokluyorum
Ve açık penceremi
Açık hava rüzgarında nefesini kokluyorum”
Ruhun şad olsun babacığım.

Total
0
Shares
İlgili Mesajlar